Danıştay, İstanbul Sözleşmesi’nin İptaline ilişkin taleplerimizi 2 oya karşı 3 oyla reddetti. Bu hukuksuz kararı tanımıyoruz. #IstanbulSözleşmesindenVazgeçmiyoruz, #IstanbulSözleşmesiYaşatır
Cumhurbaşkanı‘nın 20.03.2021 tarihli “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı” nın iptali istemiyle açılan davada Danıştay, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesini gerekçe göstererek tüm iptal taleplerini reddetti.
“Uluslararası sözleşmeleri feshetmek Cumhurbaşkanı’nın yetkisindedir”
Danıştay hakimlerince, Cumhurbaşkanı’nın işlemine yapılan itirazın usul yönünden incelenmesinde “…düzenlemenin mahiyeti gereği ya da Cumhurbaşkanının Devletin başı sıfatıyla yaptığı ve Devletin yüksek menfaatini ilgilendiren işlemlerine karşı yargı yolunun kapalı olduğu, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının dış ilişkiler çerçevesinde tesis edilen ve münhasıran Cumhurbaşkanının yetkisi dahilinde bir işlem olduğu ve iptal davasına konu edilemeyeceği, davanın öncelikle bu nedenle reddedilmesi gerektiği..“ne karar verilmiştir.
“Yaklaşık altmış yıldır fesihler bu şekilde yapılmaktadır”
Danıştay, uluslararası andlaşmalardan yürütme tarafından çekilmenin İstanbul Sözleşmesi’ne mahsus bir düzenleme olmadığını yaklaşık altmış yıldır uygulamanın bu yönde olduğunu ve hali hazırda iç hukukumuzda kadına yönelik şiddet konusunda yeterince düzenleme bulunduğunu ifade ederek bir nevi İstanbul Sözleşmesi’ni büyütmemek (!) gerektiğini, aslında Sözleşme’ye hiç ihtiyaç olmadığını vurgulamaya çalışmıştır.
İstanbul Sözleşmesi’nin kadına yönelik şiddetle mücadele konusundaki önemini görmezden gelen, çekilme kararına adeta kılıf arayan Danıştay, gerekçesini tam ve hukuka uygun olarak ortaya koyamazken iki Danıştay üye hakimi karşı oy kullanmışlardır.
KARŞI OY: “ÇEKİLME KARARI VE DAYANAĞI OPLAN 9 SAYILI CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ ANAYASA’YA AYKIRIDIR, İPTALİ GEREKMEKTEDİR”
Danıştay üye hakimlerinden İbrahim Topuz ve Ahmet Saraç, Cumhurbaşkanı’nın çekilme işleminin ve 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesi gerektiğine ilişkin karşı oy kullanmıştır. Karşı oy yazısında davacıların iptal taleplerinde öne sürmüş olduğu gerekçelere yer verildi.
“…TBMM tarafından Anayasa’nın 90. maddesinin 1. fıkrası kapsamında çıkarılan uygun bulma kanununa bağlı olarak onaylanan milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Anılan andlaşmaların feshedilmesine ilişkin işlemlerin Cumhurbaşkanının yürütme yetkisinde olmayıp, TBMM’nin yasama faaliyetine ilişkin olması nedeniyle, Anayasanın 104. maddesinin 17. fıkrası uyarınca Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenmesi mümkün değildir.”
Karşı oy kullanan hakimler, Cumhurbaşkanı işlemlerinin Anayasa’ya aykırı olduğunu, yetkide ve usulde paralellik ilkesi gereği Sözleşmeden yürürlüğe girdiği usul ile çıkılabileceğinin ayrıca Cumhurbaşkanı Kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca sebep, konu ve amaç yönlerinden de hukuka uygun olup olmadığının denetlenmesi gerektiğini belirtmişlerdir.
Yine aynı hakimler İstanbul Sözleşmesi’nden neden çekinildiğine ilişkin hukuken geçerli bir gerekçe sunulmadığını da ifade ederek çekilmede bir kamu yararı olmadığını da ortaya koymuşlardır. Fakat 3 üyenin oyuna karşı 2 üyenin karşı görüşü İstanbul Sözleşmesi hakkında hukuka uygun bir karar çıkmasına yeterli olmamıştır.
Dava açılmasından itibaren herkesin aklında dönüp duran o soru da bugünkü kararla yanıt bulmuş oldu: Acaba Danıştay’da hakimler var mı? Bu karar ve karşı oylardan anladığımız üzere Danıştay’da bir yerde hakimler var ama yeteri kadar değil…
Danıştay’ın kararına karşı 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na başvuru yolu açık olup bu karar temyiz edilecektir. Bu karara rağmen biz kadınlar mücadele gücümüzü kaybetmeden İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararından bugüne geçen süreçte olduğu gibi bundan sonraki sürecin de takipçisi olacak, İstanbul Sözleşmesi’ni yaşatmak ve haklarımıza sahip çıkmak için dayanışmaya devam edeceğiz.
Karar metni linktedir. ;
İstanbul Sözleşmesi Kararı – DANIŞTAY 10. DAİRE 2021/1493 E 2022/2489